dal|mak |
<< ETü tal- 1. çarpılmak, (bir şeye) çarpmak, 2. hastalanmak, özellikle sara veya akıl hastalığına tutulmak, sevdalanmak |
|
dala|mak |
<< OTü tala- (köpek) ısırmak, (ısırgan otu) yakmak |
|
dalak |
<< ETü talak 1. sevda, melankoli, 2. bir organ, dalak < ETü tal dalak +Ak ≈? ETü tal- 1. çarpılmak, 2. cinnet getirmek, aklını yitirmek (Kaynak: OTWF I.75.) |
|
dalalet |
~ Ar ḍalāla(t) ضلالة [#ḍll faˁāla(t) msd.] yoldan çıkma, azma, sapma, sapkınlık < Ar ḍalla ضَلَّ saptı, yanlış yola gitti |
|
dalaş|mak |
< OTü tala- ısırmak +Iş- |
|
dalga |
KTü: tolkun/talkın [ anon., et-Tuhfetu'z-Zekiyye fi'l-Lugati't-Türkiyye, <1400] << OTü talkaġ/talkan denizde çırpıntı, dalga < OTü *talka- çırpınmak, çalkalanmak +I(g) < ETü tal- çarpmak, çırpmak → dal- Not: Karş. ETü talğan ig "sara hastalığı", talpın- "çırpınmak", talġur- "midesi altüst olmak", talkıt- "sallamak, çarpıtmak", talkıl- "kakılmak, savulmak" ve TTü dalabı- "çırpınmak, oynayıp sıçramak", dalbın- "çırpınmak". • Moğ dolgiya "dalga" < dolgi- "dalgalanmak, sıçramak, çırpınmak" muhtemelen Türkçeden alıntıdır. Benzer sözcükler: dalga geçmek, dalgaboyu, dalgacı, dalgalanmak, dalgalı, dalgametre, dalgasız, kısa dalga, orta dalga Bu maddeye gönderenler: mikrodalga 30.07.2019 |
|
dalgıç |
< TTü dal- +(g)Iç |
|
dalkavuk |
<? TTü dal-/dala- çarpmak, çırpmak |
|
dallama |
≈ TTü dalyarak |
|
daltonizm |
~ Fr daltonisme / İng daltonism renk körlüğü < öz John Dalton İngiliz fizikçi (1766-1844) +ism° |
|
dalya1 |
~ İt taglio kesik, çentik < İt tagliare kesmek << OLat taliare çelik aşısı yapmak, kesmek |
|