daima |
Arapça dāˀiman دائماً "devamlı olarak" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça dwm kökünden gelen dāˀim دائم "devam eden" sözcüğünün zarfıdır. |
|
dair |
Arapça dwr kökünden gelen dāˀir دائر "bir şey etrafında dönen, deveran eden" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça dāra دار "döndü" fiilinin fāˁil vezninde etken fiil sıfatııdır. |
|
daire |
Arapça dwr kökünden gelen dāˀira(t) دائرة "döngü, dönüş, çember, halka" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça dāra دار "döndü" fiilinin fāˁila(t) vezninde etken fiil sıfatı dişilidir. |
|
dakayık |
Arapça dḳḳ kökünden gelen daḳāˀiḳ "incelikler, nüanslar" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça daḳīḳa(t) "ayrıntı, nüans" sözcüğünün faˁāˀil vezninde çoğuludur. |
|
dakik |
Arapça dḳḳ kökünden gelen daḳīḳ دقيق "ince, hassas, narin" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça daḳḳa دقّ "ufaladı, inceltti" fiilinin faˁīl vezninde sıfatıdır. |
|
dakika |
Tarihçe (tespit edilen en eski Türkçe kaynak ve diğer örnekler) "incelik, nüans" [ Seyf-i Sarayî, Gülistan tercümesi, 1391][ Hoca Sa'deddin Ef., Tacü't-Tevârih, 1574]riayet-i müsāfirīnde daḳīḳa fevt olunmaz [konuk ağırlamada en ince nüans gözardı edilmez] "... saatin kesiri" [ Meninski, Thesaurus, 1680]daḳıyḳa: Subtilis, minuta [ince, incelik] & usit. momentum, minutum [kullanımda, an, sürenin küçük birimi]. Köken Arapça dḳḳ kökünden gelen daḳīḳa(t) دقيقة "1. partikül, incelik, ayrıntı, nüans, 2. derecenin altmışta biri" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça daḳḳa دقّ "inceltti, küçülttü" fiilinden alıntıdır.Daha fazla bilgi için dikkat maddesine bakınız. Ek açıklama Karş. Akatça daḳḳiḳu "çok küçük, ince". Bu maddeye gönderenler 09.09.2017 |
|
daksil |
Daksil ticari markasından türetilmiştir. Bu sözcük Türkiye Türkçesi daktilo silgisi deyiminden türetilmiştir. |
|
daktilo |
Fransızca dactylo sözcüğünden alıntıdır. Fransızca sözcük Fransızca dactylographe "parmakla yazma aygıtı" sözcüğünün kısaltmasıdır. Bu sözcük Eski Yunanca dáktylos δάκτυλος "parmak" ve Eski Yunanca graphḗ γραφή "yazı" sözcüklerinin bileşiğidir. |
|
dal |
Eski Türkçe tāl "ağaç dalı" sözcüğünden evrilmiştir. |
|
dal|mak |
Eski Türkçe tal- "1. çarpılmak, (bir şeye) çarpmak, 2. hastalanmak, özellikle sara veya akıl hastalığına tutulmak, sevdalanmak" fiilinden evrilmiştir. |
|
dala|mak |
Orta Türkçe tala- "(köpek) ısırmak, (ısırgan otu) yakmak" fiilinden evrilmiştir. |
|