dağıt|mak |
<< ETü tarıt- tohum saçmak, ekin ekmek veya ektirmek < ETü tar- saçmak, dağıtmak |
|
daği |
~ Ar ṭāġī طَّاغِي [fāˁil fa.] azgın, isyancı, tuğyan eden < Ar ṭaġā azı, taştı |
|
dağla|mak |
<< ETü daġla-/taġla- kızgın demirle damgalamak ~ Fa/OFa dāġ kızgın demirle vurulan damga +lA- ≈ Ave daχa- yakmak << HAvr *dʰegʷʰ- a.a. |
|
dağlıç |
<? TTü dağla- |
|
daha |
<< TTü daχı keza, dahi |
|
dahi1 |
ETü: [ Uygurca metinler, <900] << TTü daḳı/daχı keza, ve [bağlaç], daha [zarf] << ETü takı a.a. < ETü tak- eklemek +I(g) → tak- 14.11.2019 |
|
dahi2 |
~ Ar dāhi داهٍ [#dhy fāˁil fa.] kıvrak zekâlı, tedbirli, zeyrek < Ar dahā دها kıvrak zekâlı idi |
|
dahil1 |
~ Ar daχl دَخْل [#dχl faˁl msd.] 1. girme, giriş, 2. getiri, gelir, verim, 3. sövme, sözlü saldırı < Ar daχala دَخَلَ girdi |
|
dahil2 |
~ Ar dāχil داخل [#dχl fāˁil fa.] giren, duhul eden, içinde olan < Ar daχala دَخَلَ girdi |
|
daim |
~ Ar dāˀim دائم [#dwm fāˁil fa.] devam eden, devamlı, kalıcı < Ar dāma دَامَ kaldı, devam etti |
|
daima |
~ Ar dāˀiman دائماً [zrf.] devamlı olarak < Ar dāˀim دائم [#dwm] devam eden +an |
|