düve |
<< ETü tüge buzağının büyüğü, dana |
|
düvel |
~ Ar duwal دول [#dwl fuˁal çoğ.] devletler < Ar dawla(t) دولة [t.] |
|
düven |
~ Yun dukánion δουκάνιον ekini kabuğundan ayırmak için kullanılan cihaz, düven << EYun tykánē τυκάνη a.a. +ion < EYun týkos τύκος taşçı keskisi, balta |
|
düver |
~ Yun dokárion δοκάριον [küç.] < Yun dokós δοκός kalın direk, mertek +arion << EYun dokós/dokíon a.a. < EYun dékomai δέκομαι üstüne almak, kabul etmek << HAvr *deḱ- almak, kabul etmek |
|
düyun |
~ Ar duyūn ديون [#dyn fuˁūl çoğ.] borçlar < Ar dayn دين [t.] borç < Ar dāna دَانَ 1. borç aldı, borç verdi, 2. yargıladı, hükmü altında aldı |
|
düz |
ETü: [ Orhun Yazıtları, 735] << ETü tüz barışık, uyumlu, düzenli, düzgün ≈ ETü tüz- sıraya koymak, dizmek, düzenlemek → düz- Benzer sözcükler: bir düziye, dümdüz, düpedüz, düz ayak, düz yazı, düzlemek, düzleşmek, düzleştirmek, düzlük, düztaban, tek düze 30.04.2015 |
|
düz|mek |
<< ETü tüz- düzenlemek, doğrultmak |
|
düzel|mek |
< OTü düz +Al- |
|
düzen |
< TTü düze- düzeltmek, düzenlemek +In |
|
düzenek |
< TTü düz- +AnAk |
|
düzenle|mek |
< TTü düzen +lA- |
|