cep |
~ Ar cayb جَيْب [#cyb faˁl ] 1. iki meme arası, kucak, koyun, 2. gömleğin göğüs veya baş geçirilen yarık yeri, 3. matematikte sinüs |
|
cephane |
~ Fa cabaχāne جبخانه silahhane, askeri donanım deposu § Moğ cebe silah + Fa χāne خانه ev |
|
cephe |
~ Ar cabha(t) جبهة [#cbh faˁla(t) mr.] alın, mec. bir şeyin ön tarafı (≈ Aram gabwah, gabhūth גבה [#gbh] yüksek yer < Aram gəbah yüksek veya çıkık olmak ) |
|
cepken |
≈ Fa çakman/çakmān چکمن bir tür kısa ceket, cepken ≈ OTü çapan/çapğan birbirine ekli parçalardan oluşan mintan veya zırh <? ETü çap- yamamak, kabaca dikmek |
|
cer |
~ Ar carr جرّ [#crr faˁl msd.] çekme, yük çekme < Ar carra جرّ çekti, sürükledi |
|
cerahat |
"yara" [ Aşık Paşa, Garib-name, 1330] ~ Ar cirāḥa(t)/carāḥa(t) جَِرَاحَة [#crḥ faˁāla(t) mr.] yara < Ar caraḥa جَرَحَ yaraladı → cerh Not: Asıl anlamı "yara" olup, “irin” anlamı Farsça ve Türkçede geç dönemde türemiştir. Benzer sözcükler: cerahatli 06.11.2018 |
|
cerbeze |
~ Ar carbaza(t) جربزة [#crbz faˁlala(t) q. msd.] hilekârlık, dolan < Ar curbuz جربز hilekâr, dolandırıcı ~ Fa gurbuz گربز |
|
cereme |
~ Ar carīma(t) جريمة [#crm faˁīlā(t) sf. fem.] ≈ Ar curm جرم suç, günah < Ar carama جَرَمَ kesti, biçti |
|
cereyan |
~ Ar carayān جريان [#cry faˁalān msd.] akma, akım, akıntı, akış < Ar carā جَرَا (hızla) aktı, koştu |
|
cerh |
~ Ar carḥ جَرْح [#crḥ faˁl msd.] yaralama, bedeni kesici bir aletle kesme < Ar caraḥa جَرَحَ yaraladı |
|
ceride |
~ Ar carīda(t) جريدة [#crd faˁīlā(t) sf. fem.] 1. soyulmuş şey, soymuk, yonga, 2. yazı tabakası < Ar carada جَرَدَ soydu |
|