berdelacuz |
~ Ar bardu'l-ˁacuz بردالعجز kışın sonundaki en soğuk beş gün § Ar bard برد [#brd] soğuk + Ar ˁacuz عجز [#ˁcz] kıç, art, bir şeyin son bölümü, şiirde bir beytin son ayağı |
|
berdevam |
~ Fa bar-davām بردوام sürekli, devamlı < Ar bar+ dawām دوام |
|
berduş |
~ Fa χāne bar dūş خانه بر دوش «evi omuzda», evsiz barksız kimse < Fa bar+ dūş/doş دوش/دوش omuz |
|
bere1 |
<< OTü-KT bere hafif yara ≈ ETü bez yara izi |
|
bere2 |
~ Fr béret düz tepeli kenarsız şapka ~ Prov berret [küç.] a.a. < OLat birrus bir tür külahlı cübbe, burnus |
|
bereket |
[ anon., Mukaddimetü'l-Edeb terc., y. 1300] ~ Ar baraka(t) بركة [#brk faˁala(t) msd.] Allah’ın verdiği nimet, bolluk, verimlilik ~ Aram bərākā/bərāktā ברכא/ברכתא 1. diz çökerek yapılan dua, 2. nimet, bolluk, verimlilik ≈ İbr bərakah ברכה a.a. < İbr berek ברך diz Not: Karş. Akad birku "diz", Ar baraka "deve diz çöktü". Sami dillerinde “diz” anlamına gelen #brk kökünden İbranicede “diz çökerek saygı gösterme” fiili türemiştir. Arapça ad fiilin Aramice biçiminden alıntıdır. Benzer sözcükler: bereketlenmek 09.04.2015 |
|
bergamot |
~ Fr bergamote 1. Anadolu kökenli bir tür kokulu armut, 2. İtalya'nın Calabria bölgesine özgü çok kokulu bir turunçgil, citrus bergamia ~ İt bergamotta a.a. ~ TTü beğ armudu |
|
bergüzar |
~ Fa barguḏār بر گذار yolluk, yolcuya verilen hediye < Fa bar+ guḏār yol, gidiş |
|
berhane |
~ Fa bār-χāne بارخانه yüklük, depo, eşya ile dolu ev § Fa bār بار yük + Fa χāne خانه ev |
|
berhava |
~ Fa bar-havā برهوا havaya, havada |
|
berhudar |
~ Fa barχordār برخوردار nasipli < Fa barχordan برخوردن faydalanmak, nimete kavuşmak § Fa bar meyve, ürün + Fa bar+ χordan, χor- خوردن, خور yemek |
|