belirti |
< TTü belirt- +I(g) |
|
belit |
< YTü *bel- +Ut |
|
belki |
~ Fa bal ki بل كه hatta, o kadar ki |
|
belladonna |
~ İt belladonna eczacılıkta kullanılan zehirli bir bitki, atropa belladonna, güzelavrat otu § İt bella güzel + İt donna hanımefendi |
|
belle|mek |
<< TTü bellü bil-/bellüle- ayan ve aşikâr bilmek, teşhis etmek +lA- < TTü bellü belli, belirli << ETü belgülig |
|
bellek |
TTü: [ Hamit Zübeyr & İshak Refet, Anadilden Derlemeler, 1932] < TTü belle- bilmek, sanmak +Uk → belle- Not: Anadolu ağızlarında genellikle "işaretli, belirlenmiş" anlamında kullanılan sözcük, Kayseri ağzından derlendiği ileri sürülen bir örneğe dayanarak Dil Devrimi döneminde "hafıza" anlamında yazı diline aktarılmıştır. Benzer sözcükler: kent belleği 22.07.2015 |
|
belleten |
<? TTü bellet- öğretmek, ezberletmek +(g)An |
|
belli |
<< ETü belgülig işaretli, belirli, malum < ETü belgü işaret, alamet +lI(g) |
|
belma |
~ Ar balmāˀ [#blm faˁlā ] dolunay ~ OFa purmāh a.a. |
|
beluga |
~ Rus beluga белуга yumurtasından havyar elde edilen mersin balığı < Rus belıy бе́лый beyaz << HAvr *bʰēlHs (*bʰēls) < HAvr *bʰel-² yanmak, ışımak |
|
bemol |
~ Fr bémol müzik pesleştirme işareti ~ İt B molle yumuşak B << Lat mollis yumuşak |
|