bedhah |
~ Fa bad-χʷāh بدخواه kötü dileyen, kötü niyetli, düşman § Fa bad بد kötü + Fa χʷāh خواه dileyen, dilek |
|
bedihi |
~ Ar badīhī بديهى [nsb.] aşikâr, gözle görünen, derhal kavranan < Ar badāha(t) [#bdh faˁāla(t) msd.] belirgin olma, bedahet +ī < Ar badaha بده aniden geldi, kendiliğinden oldu, vuku buldu |
|
bedii |
< Ar badīˁ بديع [#bdˁ faˁīl sf.] yeni, orijinal, emsalsiz, tuhaf +ī < Ar badaˁa بَدَعَ yenilik yaptı |
|
bedir |
~ Ar badr بدر [#bdr faˁl msd.] dolunay |
|
bediüzzaman |
~ Ar badīˁu'z-zamān بديع الزمان çağın harikası < Ar badīˁ بديع yeni, emsalsiz, harika |
|
bednam | ||
begonvil |
~ YLat bougainvillea bir tür çiçekli sarmaşık ☼ (İlk kullanım: 1866 Fr.) < öz Louis Antoine de Bougainville Fransız denizci ve seyyah (1729-1811) |
|
begonya |
~ YLat begonia bir çiçek cinsi < öz Michel Bégon Fransız idareci ve botanikçi (1638- 1710) |
|
begüm |
~ ÇTü/Tat begüm soylu kadınlara hitap şekli [1.ci tekil kişi iyelik ekiyle] < ETü beg bey +Um |
|
beğen|mek |
<< OTü begen- beylik etmek, takdir etmek +dI < ETü beg bey +(g)An- |
|
beğeni |
< TTü beğen- +I(g) |
|