basiret |
~ Ar baṣīra(t) بصيرة [#bṣr faˁīla(t) msd.] kavrayış, sezgi, insight ≈ Ar baṣar بصر [faˁal ] görme yeteneği |
|
basit |
~ Ar basīṭ بسيط [#bsṭ faˁīl sf.] yaygın, düz ve engebesiz < Ar basaṭa بَسَطَ yaydı, serdi, açtı |
|
basketbol |
~ İng basketball a.a. ☼ (İlk kullanım: 1891 J.A. Naismith, Kanad. hekim ve eğitmen.) § İng basket sepet + İng ball top (~ Fr balle a.a. ) |
|
baskı |
< TTü bas- +gU |
|
baskın |
< TTü bas- +gIn |
|
baskül |
[ Tıngır & Sinapian, Istılahat Lugati, 1892] ~ Fr bascule kaldıraç, tahtırevalli, kaldıraçlı terazi < EFr baculer tepmek, tekme atmak § Fr battre dövmek + Fr cul kıç, arka → batarya 25.06.2015 |
|
basma |
< TTü bas- +mA |
|
basta |
~ İt basta yeter < İt bastare yetmek |
|
bastıbacak |
<< TTü bastı bacak |
|
baston |
~ Ven bastòn değnek, çubuk ≈ İt bastone a.a. << OLat bastum/basto a.a. |
|
basur |
~ Ar bāsūr باسور [#bsr] hemoroid, her çeşit et şeklinde tümör ~ Aram besrā בסרא et, et parçası |
|