bakışım |
< TTü bakış- karşılıklı bakmak +Im |
|
baki |
~ Ar bāḳi باقٍ [#bḳy fāˁil fa.] kalan, kalıcı < Ar baḳā بَقَا kaldı |
|
bakir |
~ Ar bākir باكر [#bkr fāˁil fa.] erken olan meyve, turfanda < Ar bakara بَكَرَ erken idi |
|
bakiye |
~ Ar baḳīya(t) بقيّة [#bḳy faˁīlā(t) sf. fem.] kalan şey, artık < Ar baḳā بَقَا kaldı |
|
bakkal |
~ Ar baḳḳāl بقّال [#bḳl faˁˁāl mesl.] sebze satan kimse, manav, bostancı < Ar baḳl بقل sebze |
|
bakla |
[ Aşık Paşa, Garib-name, 1330] ~ Ar baḳla(t) بَقْلة [#bḳl faˁla(t) mr.] çeşitli bitkilerin tanesi < Ar baḳl بَقْل her çeşit otsu bitki veya sebze Benzer sözcükler: baklagiller, bakliyat 30.08.2017 |
|
baklava |
<< Ar baḳlawī بقلوى örme zincir < Ar baḳla(t) بقلة bakla, zincir halkası |
|
bakraç |
<? TTü bakır +(g)Aç |
|
bakteri |
~ Fr bactérie tek hücreli canlı ~ YLat bacterium a.a. ☼ (İlk kullanım: 1838 Ch. G. Ehrenberg, Alm. doğabilimci (1795-1876)) ~ EYun baktḗrion βακτήριον [küç.] çubukçuk, bastoncuk ≈ EYun báktron βάκτρον baston, sopa +arion << HAvr *bak- a.a. |
|
bakterisit |
~ Fr bactéricide / İng bactericide bakteri öldüren |
|
bal |
<< ETü-O bal arıdan elde edilen şekerli madde |
|