bahçıvan |
~ Fa bāġçe-bān/baġçe-wān باغچه بان bahçe gözeten, bahçe bakan |
|
bahir |
~ Ar baḥr بحر [#bḥr faˁl ] deniz ≈ Ar baḥara yardı, ayırdı |
|
bahis |
~ Ar baḥṯ بحث [#bḥṯ faˁl msd.] 1. soruşturma, bir konuyu etraflıca tartışma, münazaa, söz yarıştırma, 2. tartışılan konu < Ar baḥa soruşturdu, tartıştı |
|
bahriye |
~ Ar (ˁumūr) al-baḥrīya(t) بحريّة [nsb.] deniz işleri < Ar baḥr deniz +īya(t)1 |
|
bahş |
~ Fa baχş بخش hisse, pay, bağış < OFa baχtan, baχş- ihsan etmek, pay ve nimet vermek, bağışlamak ≈ Ave baχş- a.a. << HAvr *bʰeh₂g-s- (*bʰāg-s-) a.a. |
|
bahşiş |
[ Edib Ahmed, Atebet-ül Hakayık, <1250?] ~ Fa baχşiş/baχşāyiş بخشش bahş ediş, ihsan, cömertlik << OFa baχşişn a.a. < OFa bāχtan, baχş- ihsan etmek, karşılıksız vermek +iş → bahş Benzer sözcükler: bahşayiş 08.11.2018 |
|
baht |
~ Fa/OFa baχt بخت talih, kısmet < OFa bāχtan, baχş- ihsan etmek, pay vermek, bölüştürmek |
|
bahtiyar |
~ Fa baχtyār بختيار şansı yardım eden, talihli |
|
bahusus |
~ Fa bā χuṣūṣ بخصوص özellikle, bilhassa § Fa bā ile, birlikte, beraber (edat) + Ar χuṣūṣ özellik |
|
bais |
~ Ar bāˁiṯ باعث [#bˁs̠ fāˁil fa.] gönderen, sebep olan, mucip < Ar baˁaṯa بعث gönderdi, kaldırdı, ölüyü diriltti |
|
bak|mak |
<< ETü bak- bakmak, gözlemek |
|