badya |
~ Ar bāṭiya(t) باطية [#bṭw fāˁila(t) ] şarap kadehi ~ EYun potḗrion ποτήριον a.a. < EYun pínō, pot- πίνω içmek, özellikle içki içmek +ion |
|
bagaj |
~ Fr bagage yolculukta taşınan ağırlık, eşya ve edevat ≈ İsp bagaje a.a. (~? Ar būḳca a.a. ~ TTü boğça/boχça bohça ) |
|
baget |
~ Fr baguette [küç.] çubuk < Fr bague sopa, baston +et° ≈ Lat baculum a.a. << HAvr *bak- a.a. |
|
bağ1 |
<< ETü baġ 1. bağlama eylemi, bağ, düğüm, 2. bağlı şey, bohça, ittifak < ETü ba- bağlamak +I(g) |
|
bağ2 |
~ Fa bāġ باغ bahçe, sebze ve meyve yetiştirilen yer << OFa bāġ 1. kısmet, pay, mülk, 2. bahçe |
|
bağa |
ETü: [ Kaşgarî, Divan-i Lugati't-Türk, 1073] << ETü baka kurbağa Not: Bugün kullanılan anlamı muhtemelen kaplumbağa sözcüğünden geri-türetilmiştir. Bu maddeye gönderenler: kaplumbağa, kurbağa, tosbağa 01.06.2015 |
|
bağdadi |
< öz Bāğdād Irak'ta bir kent < OFa bāġ dād tanrı verdi veya tanrının verdiği +ī |
|
bağdaş |
<< ETü baġdaş bacaklarını kavuşturma < ETü baġda- sarmalamak, çelme vurmak +Iş < ETü baġ sarma +dA- |
|
bağdaş|mak |
< ETü baġda- sarılmak, sarmalamak +Iş- |
|
bağıl |
< TTü bağ +Il |
|
bağımsız |
< YTü bağım < TTü bağ- bağlamak +Im |
|