bağ2 |
Farsça bāġ باغ "bahçe, sebze ve meyve yetiştirilen yer" sözcüğünden alıntıdır. Farsça sözcük Orta Farsça bāġ "1. kısmet, pay, kişiye tahsis edilen mülk, 2. bahçe" sözcüğünden evrilmiştir. |
|
bağa |
Eski Türkçe baka "kurbağa" sözcüğünden evrilmiştir. |
|
bağdadi |
Bāğdād "Irak'ta bir kent" özel adından türetilmiştir. Bu sözcük Orta Farsça bāġ dād "tanrı verdi veya tanrının verdiği" sözcüğünden +ī ekiyle türetilmiştir. |
|
bağdaş |
Eski Türkçe baġdaş "bacaklarını kavuşturma" sözcüğünden evrilmiştir. Eski Türkçe sözcük Eski Türkçe baġda- "sarmalamak, çelme vurmak" fiilinden Eski Türkçe +Iş ekiyle türetilmiştir. Bu sözcük Eski Türkçe baġ "sarma" sözcüğünden Eski Türkçe +dA- ekiyle türetilmiştir. |
|
bağdaş|mak |
Eski Türkçe baġda- "sarılmak, sarmalamak" fiilinden Yeni Türkçe +Iş- ekiyle türetilmiştir. |
|
bağıl | ||
bağımsız |
Yeni Türkçe bağım sözcüğünden türetilmiştir. Yeni Türkçe sözcük Türkiye Türkçesi bağ- "bağlamak" fiilinden Yeni Türkçe +Im ekiyle türetilmiştir. |
|
bağıntı |
Yeni Türkçe bağın- "bağlanmak" fiilinden Yeni Türkçe +(In)tI ekiyle türetilmiştir. |
|
bağır |
Eski Türkçe baġır "1. karın, gövdenin iç boşluğu, 2. ak veya kara ciğer" sözcüğünden evrilmiştir. |
|
bağır|mak |
Oğuzca bakır- "bağırmak" fiilinden evrilmiştir. Oğuzca fiil Eski Türkçe yazılı örneği bulunmayan *barkır- biçiminden evrilmiştir. Bu sözcük bar "bağırma sesi" ses yansımalı sözcüğünden +kIr- ekiyle türetilmiştir. |
|
bağırsak |
Eski Türkçe baġırsuk "iç organlar" sözcüğünden evrilmiştir. Eski Türkçe sözcük Eski Türkçe baġır "karın, gövdenin iç boşluğu" sözcüğünden Eski Türkçe +sUk ekiyle türetilmiştir. |
|