asitane |
~ Fa āstān/āsitāne آستان/آستانه 1. eşik, kapı, 2. (mec.) saray veya başkent << EFa *ā-stāna § EFa ā- yönelme, önünde olma, varma bildiren edat ve önek + EFa stāna durma << HAvr *steh₂- (*stā-) a.a. |
|
asker |
~ Ar ˁaskar عسكر [#ˁskr q.] ordu ≈ Fa laşkar لشكر ordu |
|
asketik |
~ İng ascetic maddi dünyadan elini çeken kimse, zahit ~ EYun askētikós ἀσκητικός a.a. < EYun askéō ἀσκέω talim etmek, egzersiz etmek, bir disipline uymak +ik° |
|
askı |
< TTü as- +gU |
|
asla |
~ Ar aṣlan أصلا [zrf.] 1. aslen, kök veya öz itibariyle, 2. (olumsuz fiille) hiç, katiyen < Ar aṣl أصل [#Aṣl] soy, kök +an |
|
asliye |
YO: asliye mahkemesi "birinci kademe mahkemesi" [ Resmi Gazete, 1928] ~ Ar aṣliyya(t) أصليّة [fem.] aslî, birinci derece (dişil sıfat) < Ar aṣl [#Asl nsb.] +īya(t)1 → asıl Not: Asliye mahkemeleri 8 Nisan 1924 tarihli Mehakim-i Şeriyyenin İlgasına ve Mehakimin Teşkilatına Dair Ahkâmı Muaddel Kanun'la kurulmuştur. 05.04.2019 |
|
asma |
< TTü as- +mA |
|
asmolen |
< TTü asma lento |
|
asorti |
~ Fr assorti uyumlu < Fr assortir bir örneğe uygun olarak seçmek < Lat ad+ sortiri (kura ile) seçmek < Lat sors, sort- kısmet, kader, sıra |
|
asosiye |
~ Fr associé yoldaş, ortak, eş görevli ~ Lat adsociatus [pp.] a.a. < Lat adsociare [den.] eşlik etmek, yoldaşlık veya ortaklık etmek +()t° < Lat ad+ socius refik, yoldaş |
|
asosyal |
~ Fr asocial sosyal olmayan ☼ (İlk kullanım: 1927 Charles du Bos, Fr. eleştirmen.) < Fr a(n)+ social |
|