asil |
~ Ar aṣīl أصيل [#Aṣl faˁīl sf.] köklü, soylu < Ar aṣila أصل köklü idi, soylu idi |
|
asimetri |
~ Fr asymmétrie simetrik olmama < Fr a(n)+ symmétrie simetri |
|
asimile |
~ Fr assimiler özümsemek, benzeşmek veya benzeştirmek < Lat assimilare benzetmek, benzeştirmek < Lat ad+ similis benzer |
|
asist |
~ İng assist (ad) 1. yardım etme eylemi, 2. bazı takım sporlarında skora yol açan yardım < İng assist (fiil) el vermek, yanında durmak |
|
asistan |
~ Fr assistant yardımcı, yamak < Fr assister yanında durmak, el vermek, yardım etmek +ent° ~ Lat assistere a.a. < Lat ad+ sistere, stat- durmak, durdurmak << HAvr *stístē- < HAvr *steh₂- (*stā-) durmak |
|
asit |
[ Düstur Tertip I.-IV., 1872] ~ Fr acide 1. ekşi, keskin, 2. kimyada asit ☼ (İlk kullanım: (kimya terimi olarak) 1545 Guillaume de Guéroult, Fr. yazar.) ~ Lat acidus ekşi, keskin < Lat acus sivri uç, iğne +id° → akut Benzer sözcükler: antiasit, asidik, asidite, asidize, asit borik, asit yağmuru 06.09.2017 |
|
asitane |
~ Fa āstān/āsitāne آستان/آستانه 1. eşik, kapı, 2. (mec.) saray veya başkent << EFa *ā-stāna § EFa ā- yönelme, önünde olma, varma bildiren edat ve önek + EFa stāna durma << HAvr *steh₂- (*stā-) a.a. |
|
asker |
~ Ar ˁaskar عسكر [#ˁskr q.] ordu ≈ Fa laşkar لشكر ordu |
|
asketik |
~ İng ascetic maddi dünyadan elini çeken kimse, zahit ~ EYun askētikós ἀσκητικός a.a. < EYun askéō ἀσκέω talim etmek, egzersiz etmek, bir disipline uymak +ik° |
|
askı |
< TTü as- +gU |
|
asla |
~ Ar aṣlan أصلا [zrf.] 1. aslen, kök veya öz itibariyle, 2. (olumsuz fiille) hiç, katiyen < Ar aṣl أصل [#Aṣl] soy, kök +an |
|