ases |
~ Ar ˁasas عسس [#ˁss] gece bekçisi, devriye < Ar ˁassa عسّ gece (gizlice) dolandı, kol gezdi |
|
asetat |
~ Fr acétate / İng acetate 1. asetik asit tuzlarının genel adı, 2. selüloz asetat bazlı bir tür şeffaf polimer |
|
asetik |
~ Fr acétique sirkeye ait, sirke asidi ☼ (İlk kullanım: 1787 Guyton de Morveau, Fr. kimyacı.) < Lat acetum [pp. n.] sirke +ic° < Lat acescere [den.] ekşimek, keskinleşmek +()t° < Lat acus sivri, keskin +esc- |
|
asetilen |
~ Fr acétylène kimyada bir bileşim ☼ (İlk kullanım: Berthelot, Fr. kimyacı (1823-1907).) < Fr acétique |
|
aseton |
~ Fr acétone kimyada asetik asitin yanıcı ve uçucu bir türevi < Lat acetum sirke |
|
asfalt |
[ Düstur Tertip I.-IV., 1887] ~ Fr asphalte bitüm, asfalt ~ EYun ásphalton άσφαλτον a.a., Babil ve İran'da bulunan bir tür neftli madde Not: Rosol sf. 28 Yunanca sözcüğü Akad ziptu "zift" ile irtibatlandırır. Chant sf. 130 Sami alıntı tezlerini eleştirir; Frisk sf. I:174 sphallésthai "düşmek" fiiline bağlar. Benzer sözcükler: asfaltit 10.09.2017 |
|
asfalya |
~ Yun asfalía ασφαλία güvence, güvenlik, sigorta << EYun asphalḗs ασφαλής «düşmez», emin, güvenli, sağlam +ia < EYun a(n)+ sphállō σφάλλω düşürmek, çelmek |
|
asgari |
< Ar aṣġar أصغر [#ṣġr afˁal kıy.] daha küçük, en küçük < Ar ṣaġīr صغير küçük |
|
ashap |
~ Ar aṣḥāb أصحاب [#ṣḥb afˁāl çoğ.] sahipler, dostlar, özellikle peygamberin dostları < Ar ṣāḥib صاحب [t.] dost |
|
asıl |
~ Ar aṣl أصل [#Aṣl faˁl msd.] 1. bitki kökü, 2. (mec.) soy, ilke, temel, esas ≈ Ar aṣila 1. köklendi, 2. soylu idi |
|
asır |
~ Ar ˁaṣr عصر [#ˁṣr faˁl ] 1. çağ, dönem, devir, 2. ikindi vakti ≈ Aram ˁaṣarthā עַצַרְתָא / İbr ˁasereth עַצֶרֶת 1. kalabalık, hengâme, 2. Pesah bayramını izleyen elli günlük süreyi tamamlayan festival, herhangi bir dönemin sonu < İbr ˁāṣar sıkışmak, tıkanmak, kalabalık olmak |
|