as2 |
<< ETü as bir tür küçük memeli, kakım, ermin |
|
asa |
~ Ar ˁaṣā عصا [#ˁṣw faˁal ] değnek, baston ~ Aram ˁeṣ, ˁeṣā עֵצָא [#ˁṣ] ağaç ≈ İbr ˁeṣah עֵצָה a.a. |
|
asabiye |
< Ar ˁaṣab عصب [#ˁṣb faˁal ] sinir |
|
asabiyet |
~ Ar ˁaṣabiyya(t) [#ˁṣb] aşiret dayanışması, hamiyet, fanatizm < Ar ˁaṣaba(t) [faˁala(t) ] aralarında kan bağı bulunan akraba topluluğu +īya(t)2 < Ar ˁaṣaba عَصَبَ bağlandı, sarmaş dolaş oldu, (urgan) ördü |
|
asaf |
~ Ar āṣaf آصف [#Aṣf] vezirlere verilen bir sıfat ~ öz āsaph b. Berekiya אָסַף Tevrat'a göre Hz. Süleyman'ın bilge veziri < İbr āsaph אָסַף toplayıp bir araya getirme, özellikle ürün toplama, hasat |
|
asal |
YTü: [ TDK, Türkçe Sözlük, 1. Baskı, 1945] ~ Fa āsāl آسال esas, temel (Kaynak: BK sf. 24, Steingass 47.) Not: Dil Devrimi sırasında Türkçe ast < ETü astın sözcüğünün kökünden türediği varsayımıyla kullanıma sokulmuş bir kelimedir. “Alt, temel, baz” anlamında TTü *as sözcüğüne yazılı kaynaklarda rastlanmaz. Benzer sözcükler: asal sayı 20.09.2017 |
|
asalak |
<? TTü as- +AlAk |
|
asalet |
~ Ar aṣāla(t) أصالة [#Aṣl faˁāla(t) msd.] köklü olma, soylu olma < Ar aṣila أصل köklendi, soylu idi |
|
asamble |
~ Fr assemblée [pp. fem.] meclis < Fr assembler bir araya getirmek, toplamak +é << OLat *assimulare < Lat ad+ simulare benzetmek, denkleştirmek |
|
asansör |
~ Fr ascenseur mekanik tırmanma aracı ☼ (İlk kullanım: 1867 Léon Edoux, Fr. mühendis.) < Fr ascendre yükselmek, tırmanmak +(t)or << Lat adscendere a.a. < Lat ad+ scandere basamak çıkmak, tırmanmak |
|
asap |
~ Ar ˁaṣab عصب [#ˁṣb faˁal ] kas lifi, sinir < Ar ˁaṣaba عصب urgan ördü, sarmaş dolaş etti, sarmaşık gibi içiçe geçti |
|