arz1 |
~ Ar ˁarḍ عَرْض [#ˁrḍ faˁl msd.] 1. sunma, sunum, 2. en, coğrafyada enlem < Ar ˁaraḍa عَرَضَ 1. sundu, 2. önüne çıktı, enine durdu |
|
arz2 |
~ Ar arḍ أرض [#Arḍ faˁl ] 1. yer, yeryüzü, ülke, 2. en, genişlik |
|
arzu |
~ Fa ārzū آرزو istek, arzu, özellikle cinsel istek << OFa āwarzōg/āwarjōg a.a. ≈ Ave ā+ bərəj-, bərəg istek, arzu |
|
arzuhal |
§ Ar ˁarḍ sunma, arzetme + Ar ḥāl durum |
|
as|mak |
<< ETü as- bir yere takarak sarkıtmak, asmak |
|
as1 | ||
as2 |
<< ETü as bir tür küçük memeli, kakım, ermin |
|
asa |
~ Ar ˁaṣā عصا [#ˁṣw faˁal ] değnek, baston ~ Aram ˁeṣ, ˁeṣā עֵצָא [#ˁṣ] ağaç ≈ İbr ˁeṣah עֵצָה a.a. |
|
asabiye |
< Ar ˁaṣab عصب [#ˁṣb faˁal ] sinir |
|
asabiyet |
~ Ar ˁaṣabiyya(t) [#ˁṣb] aşiret dayanışması, hamiyet, fanatizm < Ar ˁaṣaba(t) [faˁala(t) ] aralarında kan bağı bulunan akraba topluluğu +īya(t)2 < Ar ˁaṣaba عَصَبَ bağlandı, sarmaş dolaş oldu, (urgan) ördü |
|
asaf |
~ Ar āṣaf آصف [#Aṣf] vezirlere verilen bir sıfat ~ öz āsaph b. Berekiya אָסַף Tevrat'a göre Hz. Süleyman'ın bilge veziri < İbr āsaph אָסַף toplayıp bir araya getirme, özellikle ürün toplama, hasat |
|