arasta |
~ Fa rāste راستا/راسته [pp.] düz yol, cadde, özellikle çarşı caddesi < Fa rāst düz +a |
|
araşit |
~ Fr arachide yer fıstığı ~ Lat arachidna bezelyegillerden nohuda benzer bir bitki, mürdümük ~ EYun aráχidna a.a. ≈ EYun árakos/áraχos bezelye |
|
araştır|mak |
< TTü ara- +IştIr- |
|
araz |
< Ar ˁaraḍ عرض [#ˁrḍ faˁal ] arız olan şey, felsefede accident, tıpta semptom < Ar ˁaraḍa عَرَضَ önüne veya karşısına çıktı, uğradı, engel oldu |
|
arazi |
~ Ar arāḍi أراضٍ [#Arḍ faˁāli çoğ.] topraklar, arsalar < Ar arḍ أرض [t.] 1. yer, toprak parçası, arsa, 2. yeryüzü |
|
arbalet | ||
arbede |
~ Ar ˁarbada(t) عربدة [#ˁrbd faˁlala(t) q. msd.] kavga, tartışma |
|
arbitraj |
~ Fr arbitrage hakemlik, arabuluculuk < Fr arbitrer [den.] arabuluculuk etmek +age < Lat arbiter hakem, hakim, arabulucu, tanık |
|
arboretum |
~ YLat arboretum araştırma amacıyla oluşturulmuş ağaç koleksiyonu, botanik bahçesi < Lat arbor ağaç |
|
ardıç |
<< ETü artuç bir tür bodur kozalaklı ağaç, juniperus |
|
ardıl |
< TTü art +Il |
|