antin kuntin |
~ ? |
|
antinomi |
~ Fr antinomie / İng antinomy iki yasanın veya iki mantıksal kanıtın birbiriyle çelişmesi ~ Lat antinomia a.a. ~ EYun antinomía ἀντινοµία yasaların çelişmesi |
|
antioksidan |
~ Fr antioxydant oksitlenme önleyici < Fr oxydant oksitlleyici < Fr oxyder oksitleme +ent° < Fr oxyde oksit, oksijenle bileşime girmiş |
|
antipati |
~ Fr antipathie «karşı duygu», nefret, sevmeme ~ EYun antipátheia αντιπάθεια a.a. § EYun antí karşı + EYun pásχō, path- πάσχω, παθ- hissetme, acı duyma |
|
antisemit |
~ Fr antisémite / Alm antisemitisch Yahudi düşmanı ☼ (İlk kullanım: 1879 Wilhelm Marr, Alm. gazeteci.) < Fr sémite Sami ırkından olan (Yahudi veya Arap) < EYun Sém σέμ Nuh'un oğlu, Yahudi ve Arap ırklarının atası olduğu söylenen mitolojik şahsiyet ~ İbr şem שם 1. isim, ad, 2. Nuh'un büyük oğlunun adı ≈? İbr şem שם isim |
|
antite | ||
antitez |
~ Fr antithèse karşı-tez ~ EYun antíthesis ἀντίθεσις a.a. |
|
antlaş|mak |
< TTü and +lAş- |
|
antoloji |
~ Fr anthologie edebi derleme ~ EYun anthología ανθολογία çiçek derleme, çiçek destesi, (mec.) şiir derlemesi § EYun ánthos άνθος çiçek + EYun logeía λογεία derleme < EYun légō, log- λέγω1, λογ- seçmek, derlemek |
|
antrakt |
~ Fr entr'acte tiyatroda perde arası § Fr entre iki şeyin arası (<< Lat inter a.a. ) + Fr acte tiyatroda perde |
|
antrasit |
~ Fr anthracite bir tür kömür, koyu gri renk ~ EYun anthrakítēs ανθρακίτης «kömüre benzeyen», bir tür değerli mineral veya kömür çeşidi < EYun ánthraks άνθραξ 1. kömür, 2. şap (şarbon) hastalığı |
|