alicengiz |
< Ar āl آل aile, sülale (< Ar āla آل döndü, geri geldi ) |
|
alil |
~ Ar ˁalīl عليل [#ˁll faˁīl sf.] arızalı, hasta < Ar ˁalla عَلَّ bozuldu, kusurlu idi |
|
alim |
~ Ar ˁālim عالِم [#ˁlm fāˁil fa.] ilim sahibi, bilen, bilgin < Ar ˁalama عَلَمَ bildi |
|
alimallah |
~ Ar ˁalama Allāhu Allah bilir § Ar ˁalama علم bildi + Ar Allāh الله |
|
alinazik |
~ Ar ˁala'n-naizak عل النيزك şişte pişirilen yemek, şiş kebap < Ar naizak نَيْزَك şiş, mızrak ~ OFa nīzag a.a. |
|
aliterasyon | ||
alizarin |
~ Fr alizarine kırmızı kök boya ☼ (İlk kullanım: y. 1830 Robiquet, Fr. kimyacı.) < Fr alizari kök boya hammaddesi +in° ~ Ar al-ˁuṣāra(t) العصارة öz suyu, usare |
|
alize |
~ Fr alizé tropik bölgelerde esen bir mevsim rüzgârı < Fr à+ lis yumuşak, uygun (rüzgâr) |
|
alkali |
~ Fr/İng alkali bir kimya terimi ~ Ar al-ḳalī القلى [#ḳlw] kostik soda, sodyum hidroksit < Ar ḳalā قلا yaktı, kızarttı |
|
alkış |
<< ETü alkış övgü, kutsama < ETü alka- övmek, kutsamak +Iş <? ETü *alık meftun, tutkun? +(g)A- |
|
alkol |
~ Fr alcool mayalı içkilerden damıtma yoluyla elde edilen kimyasal madde ~ İsp alcol a.a. ~ Ar al-kuḥl الكحل [#kḥl] göze sürülen sürme, antimon veya kurşun sülfat < Ar kaḥala كحل karardı |
|