alış|mak |
<< ETü alış- birlikte almak, alıp vermek < ETü al- almak, edinmek +Iş- |
|
ali |
~ Ar ˁāli عالٍ [#ˁlw fāˁil fa.] yüksek, üstün, yüce < Ar ˁalā عَلَا yüksek idi, yükseldi |
|
alias |
~ İng alias 1. namı diğer, takma isim, 2. dijitalize edilmiş görüntü veya sesin aslından farklı görünmesi ~ Lat alias başka türlü (zarf) < Lat alius başka (sıfat) << HAvr *h₂el- (*al-) öte, başka |
|
alibi |
~ İng alibi suç zanlısının suç yerinde olmadığına dair kanıt ~ Lat alibi başka yerde < Lat alius başka, diğer |
|
alicenap |
§ Ar ˁāli عالٍ yüksek + Ar canāb جَناب kat, nezd, hazret |
|
alicengiz |
āl-i Cengiz "Cengiz Han hanedanı" [ Evliya Çelebi, Seyahatname, 1665] < Ar āl آل aile, sülale (< Ar āla آل döndü, geri geldi ) → alet Not: Muhtemelen 18. yy son yarısında Kırım hanlarını ilgilendiren karmaşık siyasi entrikalardan dolayı. 11.10.2017 |
|
alil |
~ Ar ˁalīl عليل [#ˁll faˁīl sf.] arızalı, hasta < Ar ˁalla عَلَّ bozuldu, kusurlu idi |
|
alim |
~ Ar ˁālim عالِم [#ˁlm fāˁil fa.] ilim sahibi, bilen, bilgin < Ar ˁalama عَلَمَ bildi |
|
alimallah |
~ Ar ˁalama Allāhu Allah bilir § Ar ˁalama علم bildi + Ar Allāh الله |
|
alinazik |
~ Ar ˁala'n-naizak عل النيزك şişte pişirilen yemek, şiş kebap < Ar naizak نَيْزَك şiş, mızrak ~ OFa nīzag a.a. |
|
aliterasyon |
~ Fr allitération ses benzeşmesi, aynı sesi içeren sözcüklerle yapılan söz sanatı < Lat ad+ littera harf |
|