albız |
~ Ar iblīs إبليس şeytan |
|
albinos |
~ Fr albinos doğuştan saçları ak olan < Lat albus beyaz << HAvr *h₂elbʰ- (*albʰ-) a.a. |
|
albüm |
~ Fr album boş yapraklardan oluşan kitap, ciltli defter ~ Lat album [n.] beyaz şey, beyaz kâğıt, boş sayfa < Lat albus beyaz |
|
albümin |
~ Fr albumine yumurta akında bulunan bir protein << Lat albumen ak madde, yumurta akı < Lat albus beyaz +men |
|
alçak |
<< ETü alçak uysal, yumuşak, hakir, yavaş ≈ ETü-O aşak dağ dibi, aşağı |
|
alçı |
OTü: [ İbni Mühenna, Lugat, <1310] << OTü alçu sıva yapımında kullanılan ak toprak, talk << ETü aşu boya yapımında kullanılan kızıl toprak → aşı2 Not: Ural-batısı Türk dillerinde /ş/ > /lç/ evrimi tipiktir. Bkz. WOT sf. 1098-1099. 11. yy'dan sonra ortaya çıkan sözcük bir diyalekt biçiminden alıntı olmalıdır. Benzer sözcükler: alçı taşı, alçıpan 06.08.2015 |
|
aldan|mak |
< ETü alda- aldatmak, kandırmak +In- < ETü al hile +dA- |
|
aldehit |
~ Fr aldéhyde / İng aldehyde alkollerden elde edilen bir kimyasal madde sınıfı < YLat alcool dehydrogenatus suyu alınmış alkol |
|
aldente |
~ İt al dente «dişe gelir», az pişmiş makarnayı tarif eden bir söz < İt à+ dente diş << Lat dens, dent- a.a. |
|
aldır|mak |
<< OTü aldur- (≈ ETü altız- yakalatmak, almasına neden olmak ) < ETü al- +tUr- |
|
ale+ |
~ Ar ˁalā عَلَى [#ˁlw] üzeri, üst, üzere (edat) < Ar ˁalā عَلَا yüksek idi, üstte idi, yüzdü |
|