akustik |
~ Fr acoustique sese ilişkin, işitsel ~ EYun akoustikós ακουστικός a.a. < EYun akoúō ακούω işitmek +istik° << HAvr *aḱ-ows-i̯é- kulak-duymak § HAvr *h₂eḱ- (*aḱ-) + HAvr *h₂ṓws (*ṓws) kulak |
|
akut |
~ İng acute keskin, sivri uçlu, ani (sancı, hastalık) ~ Lat acutus [pp.] < Lat acuere sivrilmek, sivri veya keskin olmak +()t° << HAvr *aḱ-u- < HAvr *h₂eḱ- (*aḱ-) keskin, sivri |
|
akuzatif |
~ Alm Akkusativ gramerde ismin nesne hali, [bileşik adlarda] i hali ~ Lat accusativus a.a. < Lat accusare [den.] konu etmek, dava etmek +(t)iv° < Lat ad+ causa konu, dava, neden |
|
akü |
~ Fr accumulateur 1. biriktirici, toplayıcı, 2. elektrik biriktiren cihaz < Fr accumuler biriktirmek |
|
akümüle |
~ Fr accumuler birikmek, biriktirmek ~ Lat accumulare a.a. < Lat ad+ cumulare [den.] toplamak, toplanmak, küme olmak < Lat cumulus küme |
|
akvam | ||
akvarel |
~ Fr aquarelle suluboya ~ İt acquarella a.a. < İt acqua su |
|
akvaryum |
~ YLat aquarium [n.] su canlılarının yaşatıldığı yapay ortam ☼ (İlk kullanım: 1850 Philip Gosse, İng. ornitolog.) < Lat aquarius su kabı, su deposu < Lat aqua su +ari° |
|
akya |
~? Yun |
|
al |
<< ETü āl 3. renk, boya, özellikle kızıl renk, 2. (mec.) göz boyama, hile |
|
al|mak |
<< ETü al- tutmak, elde etmek, alt etmek, yenmek |
|