yağma |
Türkiye Türkçesi yakma sözcüğünden evrilmiştir. Türkçe sözcük Eski Türkçe yak- fiilinden Türkiye Türkçesinde +mA ekiyle türetilmiştir. |
|
yağmur |
Eski Türkçe yaġmur "yağmur" sözcüğünden evrilmiştir. Eski Türkçe sözcük Eski Türkçe yaġ- fiilinden Eski Türkçe +mUr ekiyle türetilmiştir. |
|
yahni |
Farsça yaχnī يخنى "bir tür et yemeği" sözcüğü ile eş kökenlidir. Farsça sözcük Soğdca yaχnē "artık, özellikle yemek artığı" sözcüğü ile eş kökenli olabilir; ancak bu kesin değildir. |
|
yahşi |
Eski Türkçe yakşı "güzel, uyumlu" sözcüğünden evrilmiştir. Eski Türkçe sözcük Eski Türkçe yakış- fiilinden Eski Türkçe +I(g) ekiyle türetilmiştir. |
|
yahu |
Arapça yāhū ياهو "hitap ünlemi, ey!" sözcüğünden alıntıdır. |
|
Yahudi |
Tarihçe (tespit edilen en eski Türkçe kaynak ve diğer örnekler) yahūd [ Aşık Paşa, Garib-name, 1330]Yâhud ol kim küfr ü īmān biledür / geh gelür īmāna geh küfr-iledür Köken Arapça yahūdī يهودى "Yehud kavmi ve dini" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük İbranice aynı anlama gelen yhūdī יהודי sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Yəhūdāh "Yakub'un dördüncü oğlu ve İsrailoğullarının 12 aşiretinden en güçlü olanın kurucusu" özel adından türetilmiştir. Bu sözcük İbranice #ydh ידה "övme, medhetme" kökünden türetilmiştir.05.02.2019 |
|
yahut |
Farsça yā χod ياخوَد "veya (bağlaç)" deyiminden alıntıdır. Farsça deyim Farsça yā يا ve Farsça χod خوَد "hatta, bizzat, ta kendisi" sözcüklerinin bileşiğidir. |
|
yak |
İngilizce yak "Tibet sığırı, bos grunniens" sözcüğünden alıntıdır. İngilizce sözcük Tibetçe gyag sözcüğünden alıntıdır. |
|
yak|mak1 |
Eski Türkçe yak- "yaklaşmak, (el) dokundurmak, (yağ, merhem) sürmek" fiilinden evrilmiştir. Eski Türkçe fiil Eski Türkçe yaġu- "yaklaşmak" fiili ile eş kökenlidir. |
|
yak|mak2 |
Eski Türkçe yazılı örneği bulunmayan *yak- "ateş yakmak" biçiminden evrilmiştir. |
|
yaka |
Eski Türkçe yaka "yan, kıyı, sınır" sözcüğünden evrilmiştir. Eski Türkçe sözcük Eski Türkçe yak- "yaklaşmak, yanına gelmek" fiilinden Eski Türkçe +A ekiyle türetilmiştir. |
|