şehriyar |
~ Fa şahryār شهر يار «ülkenin dostu», kral, hükümdar |
|
şehriye |
< Ar şaˁr شعر [#şˁr] kıl +īya(t)1 (≈ Aram saˁrā סערא a.a. ≈ Akad şaˁrtu a.a. ) |
|
şehvet |
~ Ar şahwa(t) شهوة [#şhw faˁla(t) msd.] şiddetle isteme, cinsel istek, arzu < Ar şahā شَهَا şiddetle arzuladı |
|
şehzade |
~ Fa şahzāda/şāhzāde شهزاده/شاهزاده hükümdar oğlu, prens |
|
şek |
~ Ar şakk شكّ [#şkk faˁl msd.] kuşku, tereddüt < Ar şakka شكّ 1. çivi çaktı, mıhladı, şişledi, 2. kuşkulandı, şüphe ve tereddüde kapıldı |
|
şekavet |
"bedbahtlık" [ Şeyhoğlu, Marzubânnâme terc., 1380] ~ Ar şaḳāwa(t) شَقاوة [#şḳw faˁāla(t) msd.] bedbahtlık, mutsuzluk < Ar şaḳā شَقَا bedbaht idi → şaki 16.09.2017 |
|
şeker |
≈ Fa/OFa şakar شكر şeker ~ Prakrit śakkharā a.a. ~ Sans śárkarā शर्करा 1. çakıltaşı, 2. külçe veya kristal şeker |
|
şekerpare |
~ Fa şakar-būre شكربوره hamur ve şekerle yapılan bir tatlı § Fa şakar شكر şeker + Fa būre بوره börek, çörek |
|
şekil |
~ Ar şakl شكل [#şkl] biçim, form ~ Aram şaklīl/şiklīl שכלל [#kll] tamamlama, biçimleme, bezeme (≈ Akad şuklulu [#kll] 1. tam, bütün, 2. tamamlama, bitirme < Akad kullatu tam, bütün ) |
|
şekva |
~ Ar şakwāˀ شكواء [#şkw msd.] şikâyet < Ar şakā شكا şikâyet etti |
|
şelale |
~ Ar şallāla(t) شلّالة [#şll faˁˁāla(t) mesl.] katarakt, Nil nehrinin çağlayanları < Ar şalla شلّ sekteye uğradı, kırıldı |
|