şehir1 |
~ Fa/OFa şahr شهر il, memleket, kent << EFa χşathra- krallık, devlet |
|
şehir2 |
~ Ar şahīr شهير [#şhr faˁīl sf.] tanınan, tanınmış, meşhur < Ar şahara شهر belirdi, tanındı |
|
şehir3 |
~ Ar şahr شهر [#şhr faˁl msd.] 1. belirme, 2. yeni ayın belirmesi, ayın ilk günü, 3. takvim birimi olarak ay < Ar şahara شهر belirdi |
|
şehit |
~ Ar şahīd شهيد [#şhd faˁīl sf.] tanık, din uğruna ölen kişi ~ Aram sāhədā סהדא [#shd] tanık, İsa'ya tanıklık eden, din fedaisi < Aram səhad סהד tanık olmak, tanıklık etmek |
|
şehla |
~ Ar şahlāˀ شهلاء [#şhl faˁlā sf. fem.] siyaha çalan mavi gözlü kadın < Ar aşhal أشهل [afˁal sf.] siyaha yakın mavi renk |
|
şehrayin | ||
şehriyar |
~ Fa şahryār شهر يار «ülkenin dostu», kral, hükümdar |
|
şehriye |
< Ar şaˁr شعر [#şˁr] kıl +īya(t)1 (≈ Aram saˁrā סערא a.a. ≈ Akad şaˁrtu a.a. ) |
|
şehvet |
~ Ar şahwa(t) شهوة [#şhw faˁla(t) msd.] şiddetle isteme, cinsel istek, arzu < Ar şahā شَهَا şiddetle arzuladı |
|
şehzade |
~ Fa şahzāda/şāhzāde شهزاده/شاهزاده hükümdar oğlu, prens |
|
şek |
~ Ar şakk شكّ [#şkk faˁl msd.] kuşku, tereddüt < Ar şakka شكّ 1. çivi çaktı, mıhladı, şişledi, 2. kuşkulandı, şüphe ve tereddüde kapıldı |
|