şatafat |
< Ar şaṭf شطف [#şṭf] 1. Mısır'da Memluk hükümdarlarının egemenlik alameti olan sancak, 2. bezeme, dalkavukluk |
|
şatır |
~ Ar şāṭir شاطر [#şṭr fāˁil fa.] oynak, şaklaban < Ar şaṭura شَطُرَ seğirtti, şaklabanlık yaptı |
|
şato |
~ Fr château müstahkem konut << Lat castellum [küç.] küçük kale < Lat castrum «kesilip ayrılmış yer», surla çevrili yerleşim veya kale, müstahkem yer, askeri garnizon +ell° << HAvr *ḱos-tró-m < HAvr *ḱes- kesmek |
|
şatobriyan |
~ Fr chateaubriand bir tür biftek <? öz François-René de Chateaubriand Fransız yazar ve diplomat (1768-1843) |
|
şavarma |
~ Ar şawarma döner kebabı (Suriye ve Lübnan'da) ~ TTü çevirme |
|
şavk |
"ışık" [ anon., Tezkiretü'l-Evliya terc., 1341] < ? Not: Halen Anadolu ağızlarında "ışık" anlamında kullanılır. • Arapçada bu anlamda bir şawḳ mevcut değildir. Türkçe ışık sözcüğüyle ilişkisi muğlaktır. Benzer sözcükler: şavkımak 10.01.2018 |
|
şavulla|mak |
< Fa şāğūl/şāhūl şakul ≈ Ar şāḳūl شقل a.a. |
|
şayak |
≈ TTü saya çuhaya benzer bir kumaş < ? |
|
şayan |
~ Fa şāyān شايان mümkün, uyan, olur < Fa şāyistan, şāy- شايستن, شاى mümkün olmak, uymak +ā(n) ≈ Ave χşi-/χşāy- muktedir olmak, gücü yetmek |
|
şayet |
~ Fa şāyad شايد uygundur, olur, ola < Fa şāyistan, şāy- شايستن, شاى mümkün olmak, uymak |
|
şayi |
~ Ar şāyiˁ شايع [#şyˁ fāˁil fa.] yayılan (haber), şüyu eden < Ar şāˁa شاع yayıldı, etrafa dağıldı |
|