şasi |
~ Fr châssis at arabasının ana gövdesi [esk.], otomobil gövdesi < Fr châsse sandık, sanduka << Lat capsa a.a. |
|
şaş|mak |
<< OTü şaş- ürkmek, hayret etmek ≈ ETü saş ürkek, şaşkın |
|
şaşaa |
~ Ar şaˁşaˁa(t) شعشعة [#şˁ faˁfaˁa(t) q. msd.] parlama, parıltı < onom şaˁşaˁa شعشع parıldadı |
|
şaşı |
<< ETü saşı şaşkın, birbirini tutmaz < ETü saş- +I(g) |
|
şaşkaloz |
§ TTü şaş- +? TTü kal- +oz |
|
şatafat |
[ Ahmed Vefik Paşa, Lehce-ı Osmani, 1876] < Ar şaṭf شطف [#şṭf] 1. Mısır'da Memluk hükümdarlarının egemenlik alameti olan sancak, 2. bezeme, dalkavukluk Benzer sözcükler: şatafatlı 21.10.2014 |
|
şatır |
~ Ar şāṭir شاطر [#şṭr fāˁil fa.] oynak, şaklaban < Ar şaṭura شَطُرَ seğirtti, şaklabanlık yaptı |
|
şato |
~ Fr château müstahkem konut << Lat castellum [küç.] küçük kale < Lat castrum «kesilip ayrılmış yer», surla çevrili yerleşim veya kale, müstahkem yer, askeri garnizon +ell° << HAvr *ḱos-tró-m < HAvr *ḱes- kesmek |
|
şatobriyan |
~ Fr chateaubriand bir tür biftek <? öz François-René de Chateaubriand Fransız yazar ve diplomat (1768-1843) |
|
şavarma |
~ Ar şawarma döner kebabı (Suriye ve Lübnan'da) ~ TTü çevirme |
|
şavk |
< ? |
|