şabalak |
≈ TTü şavalak yalpalayan, beceriksiz < TTü şavala- kımıldamak, oynamak, yalpalamak ≈? TTü çabala- a.a. |
|
şaban |
~ Ar şaˁbān شعبان [#şˁb faˁlān msd.] «yayılma ayı», islami takvimde bir ay < Ar şaˁaba شعب yayıldı |
|
şabat |
~ İbr şabbāth שַׁבָּת [#şbt] Yahudilerde dinlenme günü, cumartesi < İbr şābath שָׁבַּת oturma, dinme, dinlenme |
|
şablon |
~ Alm Schablone karton veya metalden kesilmiş kalıp ≈ EHol scampelioen model, nümune ~ Fr échantillon a.a. |
|
şad |
~ Fa/OFa şād شاد huzurlu, dingin, mutlu << EFa şiyāta- a.a. << HAvr *kʷi̯ē-to-s a.a. < HAvr *kʷi̯eh₁- (*kʷi̯ē-) dinmek, dinlenmek, istirahat etmek |
|
şadırvan |
"süs çeşmesi" [ anon., Dastan-ı Ahmet Harami, <1400] ~ Fa/OFa şādravān شاداوان 1. padişah otağı, 2. süs çeşmesi, fıskiye § Fa şād mutlu, şen, gür + Fa ravān giden, akan Not: "Padişah otağı" anlamında ayrı sözcük olup telaffuzda birleştiği varsayılabilir. Birinci sözcüğün Fa/Tü şadur/çadır sözcüğüyle alakalı olması mümkündür. 11.08.2015 |
|
şafak |
~ Ar şafaḳ شفق [#şfḳ faˁal ] 1. zayıflık, kısılma, yumuşama, 2. günbatımı kızıllığı ≈ Ar şafaḳa شفق kıstı, kıskandı |
|
şaft |
~ İng shaft dal, çubuk, mil, eksen << Ger *skaft- |
|
şah1 |
~ Fa şāh/şah شاه/شه hükümdar, özellikle İran hükümdarı << EFa χşāyath- a.a. ≈ Ave χşi-/χşāya- muktedir olmak, gücü yetmek |
|
şah2 |
~ Fa şāχ شاخ çatal, ağaç dalı |
|
şahane |
~ Fa şāhāne شاهانه şaha ait, krala layık < Fa şāh kral, hükümdar +āne |
|