şır |
: onom akar su sesi |
|
şıra |
~ Fa şīre شيره «süte benzer», bitki sütü, özsuyu, şarap < Fa şīr شير süt, özsuyu +a ≈ Ave χşīrəm süt tortusu, yoğurt ≈ Sans kşīrā ओदन sütlü bulamaç, bitki usaresi << HAvr *kʷsir- a.a. |
|
şırfıntı |
<<? TTü çırpıntı edepsiz kadın |
|
şırınga |
~ Yun siringa σύριγγα sıvı çekme pompası << EYun sýrinks, syring- σῦρινξ üfleme borusu, su çekme borusu, şırınga < EYun sýrō σύρω çekmek |
|
şırlağan |
~ Fa şīr rawġan شير روغن susam yağı, bitkisel yağ § Fa şīr شير süt, bitkilerden elde edilen özsuyu + Fa rawġan روغن yağ |
|
şıvgın |
şıvga "körpe" [ Kadı Burhanettin, Divan, <1398] <<? TTü çıġgın taze dal, filiz < TTü çık- +gIn → çık- Not: Anadolu ağızlarında "sert yağan yağmur veya kar" anlamı da görülür. Benzer sözcükler: çıvgın, şıvga 31.07.2015 |
|
şiar |
~ Ar şiˁār شِعار [#şˁr fiˁāl msd.] üzerinde anlaşılan şey veya söz, parola < Ar şaˁara شَعَرَ anladı |
|
şibidak |
~ Alm Schiebedach a.a. § Alm schiebe çekme, kaydırma + Alm Dach tavan (<< Ger *thakam a.a. ) |
|
şiddet |
~ Ar şidda(t) شدّة [#şdd fiˁla(t) msd.] sertlik, katılık, zorluk < Ar şadda شدّ sert ve katı idi, sertleşti, gerdi, kastı |
|
şifa |
~ Ar şifāˀ شفاء [#şfw fiˁāl msd.] iyileşme, tedavi < Ar şafā شفا tedavi etti, iyileştirdi |
|
şifahi |
~ Ar şifāhī شفاهاً [nsb.] 1. dudaksıl, dudağa ait, 2. büyük dudaklı < Ar şifāh شفه [#şfh] dudak ≈ İbr sāphāh שָׂפָה 1. kenar, bordür, çerçeve, 2. dudak |
|