ırgat |
~ Yun ergátis εργάτης işçi, özellikle toprak işçisi << EYun ergátēs εργάτης a.a. < EYun ergázomai εργάζομαι çalışmak +(t)° |
|
ırk |
~ Ar ˁirḳ عرق [#ˁrḳ fiˁl ] 1. damar, sinir, 2. bitki kökü, 3. köken, soy, asıl |
|
ırla|mak |
<< ETü ırla-/yırla- şarkı söylemek < ETü ır/yır şarkı +lA- |
|
ırmak |
<< OTü ırmak dere, vadi < ETü ır-/yır- yarmak, ayırmak +(A)mAk |
|
ırz |
~ Ar ˁirḍ عرض [#ˁrḍ fiˁl ] şeref, saygınlık, 'ona sahip olan kişileri diğer insanlardan ayıran bölme' < Ar ˁaraḍa عَرَضَ yolunu kesti, önüne çıktı, engel oldu |
|
ısı |
ETü: [ Kaşgarî, Divan-i Lugati't-Türk, 1073] << ETü isig sıcak < ETü isi- ısıtmak +I(g) → ısın- Not: 17. yy'a dek ad ve sıfat farkı gözetmeksizin ince sesli ile issi ve issicek kullanılırken, daha sonra kalın sesli dizisi benimsenmiş ve işlev ayrımına gidilmiştir. Orijinal telaffuz, halk ağızlarından aktarılan isilik ve isot ("ısı ot") sözcüklerinde korunur. Benzer sözcükler: ısıl, ısıölçer 26.05.2015 |
|
ısıcam |
~ marka Isıcam ☼ (İlk kullanım: 1974 Paşabahçe.) |
|
ısın|mak |
<< ETü isin- kendini ısıtmak, sıcaklık hissetmek < ETü isi- ısınmak +In- |
|
ısır|mak |
<< ETü ısır- ısırmak |
|
ısırgan |
<< ETü ısırġan çok ısıran < ETü ısır- +(g)An |
|
ısıt|mak |
<< ETü isit- ısıtmak, ateşi çıkmak < ETü isi- ısınmak +It- |
|