hüvelbaki |
~ Ar huwa'l-bāḳī هو الباقي O (Allah) kalıcıdır § Ar huwa هُوَ o (üçüncü tekil şahıs) + Ar bāḳī بَاقٍ kalıcı |
|
hüviyet |
~ Ar *huwīya(t) هویة o-luk, kim-lik < Ar huwa هو üçüncü tekil kişi zamiri, o +īya(t)2 |
|
hüzün |
~ Ar ḥuzn حزن [#ḥzn fuˁl msd.] üzüntü < Ar ḥazana حزن üzdü |
|
hüzzam |
<? Ar hazam هزم [#hzm] gümbürtü, gürleme |
|
ıcık bıcık |
: onom bedensel temas veya ıslaklık ifade eden deyim |
|
ığrıp |
"bir tür balık ağı" [ Kahane & Tietze, The Lingua Franca in the Levant, 1525] ~ Yun grîpos γρῖπος bir tür balık ağı ve balıkçı teknesi << EYun grîpos/grîphos γρῖπος/γρῖφος balıkçı sepeti, balık tutma <? HAvr *gʰrebh₂-(*gʰreb-) yakalamak, tutmak → +gir 19.06.2015 |
|
ıhlamur |
~ Yun flámulon/flamúron/ φλαμούρι 1. sancak, flama, 2. çiçekleri tıpta kullanılan bir ağaç, tilia ~ Lat flammulum [küç.] a.a. < Lat flamma 1. alev, 2. dar uzun bayrak, flama +ul° |
|
ıkın|mak |
< onom ık/ıh ıkınma sesi |
|
ılgar |
<< OTü ılġar akın, akıncı birliği <? Moğ ılgara- seçilmek, ayrılmak |
|
ılgın |
<< ETü yılgun ılgın ağacı, tamarisk |
|
ılgıt ılgıt |
: onom hafif akıntı ve esinti sesi |
|