akın |
<< ETü akın sel < ETü ak- +In |
|
akıntı |
< TTü ak- +(In)tI |
|
akışkan |
< TTü *akış- +(g)An |
|
akide |
~ Ar ˁaḳīda(t) عقيدة [#ˁḳd faˁīlā(t) sf. fem.] 1. katılaşmış şey, 2. aksiyom, prensip < Ar ˁaḳada عقد bağladı, düğümledi, (alçı) dondurdu, (bal) katılaştırdı |
|
akif |
~ Ar ˁākif عاكف [#ˁkf fāˁil fa.] adayan < Ar ˁakafa عكف adadı, kendini verdi, meşgul oldu, müptela oldu |
|
akifer | ||
akik |
~ Ar ˁaḳīḳ عقيق [#ˁḳḳ faˁīl sf.] 1. yarık, 2. bir tür değerli taş, agat ~ Aram ˁaḳīḳ עקיק bir tür değerli taş |
|
akil |
~ Ar ˁāḳil عاقل [#ˁḳl fāˁil fa.] akıllı, rasyonel < Ar ˁaḳala عقل akıl yürüttü |
|
akim |
~ Ar ˁaḳīm عقيم [#ˁḳm faˁīl sf.] kısır, ürün vermeyen < Ar ˁaḳama عقم kısır idi, kısırlaştı |
|
akis |
~ Ar ˁaks عَكْس [#ˁks faˁl msd.] 1. yansıma, tepki, 2. bir şeyin tersi < Ar ˁakasa عَكَسَ yansıdı, tersine döndü |
|
akit |
~ Ar ˁaḳd عقد [#ˁḳd faˁl msd.] 1. düğümleme, bağlama, mec. bir araya gelme ve getirme, toplama veya toplanma, 2. bağ, düğüm, sözleşme < Ar ˁaḳada عقد bağladı, düğümledi, ilikledi |
|